-
Karaciğer kanserinin nasıl geliştiğini açıklayabilir misiniz?
Karaciğer kanseri çoğunlukla aşırı alkol tüketimine bağlı kronik hastalıklardan ve hepatitin (B veya C) çeşitli formlarından gelişir. Bu faktörler kronik karaciğer sorunlarına yol açabilir. Son zamanlarda 'yağlı karaciğer' olarak adlandırılan özellikle önemli bir nedende artış olmuştur. Bu "yağlı karaciğer" iltihapla ilişkiliyse NASH (nonalkolik steatohepatit) olarak adlandırılır. Yıllar boyunca NASH'a yeterli ilgi gösterilmemiştir, ancak son zamanlarda, obezitenin toplumda ciddi bir sorun haline gelmesiyle birlikte, hastalığın nedenleri ve sonuçlarına yeniden ilgi duyulmaya başlanmıştır.
Obezite sorununun yaygın olduğu ABD'de NASH, karaciğer nakillerinin aceleye getirilmesinin başlıca nedenlerinden biri haline gelmiştir. Sağlıksız yaşam tarzları, belirgin obezite nedeniyle insanlar arasında steatozun artmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca steatozu tetikleyebilen ve dolayısıyla karaciğer kanseri gelişimine katkıda bulunan genetik, otoimmün ve diğer spesifik faktörleri içeren daha nadir vakalar da vardır.
-
Bu hastalığın gelişimi nasıl önlenebilir?
Hastalıkların önlenmesinde en önemli adım, enzim seviyelerindeki anormallikleri tespit etmek ve olası sorunlara karşı uyarmak için düzenli tıbbi kontrollerdir. Doktorların tavsiyelerine kulak vermek ve gerekirse kişinin yaşam tarzında değişiklikler yapmak çok önemlidir. Örneğin, ölçülü alkol tüketimi önemli bir rol oynayabilir. Ancak birçok kişi, "Çok fazla alkol aldığımı biliyorum ama bu büyük bir sorun değil" veya "Biraz tok olduğumu anlıyorum ama bir sorun görmüyorum" gibi şeyler söyleyerek potansiyel risklerin ciddiyetini göz ardı etmektedir. Yüksek karaciğer enzim seviyelerinin göz ardı edilmesinin kronik steatoz, siroz ve diğerleri gibi ciddi sorunlara yol açabileceğinin farkında olmak önemlidir.
-
Aşırı alkol tüketiminin vücut üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu açıklayabilir misiniz?
Tabii ki bu ilginç bir soru. Özellikle kadınları etkileyen bir şey, onlar için izin verilen dozun erkeklerinkinden önemli ölçüde daha düşük olmasıdır. Vücudumuzda alkolün işlenmesinde rol oynayan iki enzim sistemi vardır. Bir enzim, ikinci enzim sistemi tarafından metabolize edilen toksik bir metabolit (formik asit) üretir. Karaciğerde biriken toksik metabolit miktarı öncelikle ikinci enzimin etkinliğine bağlıdır. Potansiyeli görecelidir, bu nedenle karaciğer sorunlarıyla karşılaşmadan yıllarca yüksek miktarda alkol tüketebilen insanlar varken, daha az miktarda içen diğerleri hala hastalık riski altındadır.
-
Alkol tüketiminde günlük makul sınırlar nelerdir ve bunlar hafta boyunca nasıl yayılmalıdır?
Sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için, yandaş hastalıkları olmayan bir erkek için günlük alkol tüketiminin makul bir sınırı yaklaşık 40 mililitredir, bu da yaklaşık iki biraya karşılık gelir. Kadınlar için bu sınır daha düşüktür, günde yaklaşık 20 mililitre, yani sadece bir bira tüketimi. Günlük alkol alımını yayarken, her gece yerine hafta sonu hepsini bir kerede tüketmek daha iyidir. Alkol aldıktan sonra ara vermek faydalıdır.
Ayrıca kahve içmenizi de tavsiye ederim. Avrupa Karaciğer Araştırmaları Derneği (EASL) tarafından karaciğer kanserinin önlenmesine ilişkin yapılan son araştırmalara göre, sık kahve tüketimi hastalığın gelişimine karşı etkili bir önleyici tedbir olarak vurgulanmaktadır. Kapsamlı araştırmalar, günde 3 ila 4 fincan kahve içen kişilerin, bu içeceği tüketmeyenlere kıyasla karaciğer kanseri riskini önemli ölçüde azalttığını göstermiştir. Bu sonuç, kahve alımını tavsiye edilebilir kılan birçok güçlü çalışma tarafından desteklenmektedir.
-
Bunun nedeni nedir ve normal ya da kafeinsiz kahve tüketmeniz bir fark yaratır mı?
Şu anda neden kahve sorusunun hala çok net bir cevabı yok. Ben şahsen kahvenin yaklaşık iki bin madde içerdiğine inanıyorum ve burada sadece kafeinden bahsetmiyoruz, çünkü aynı önleme kafeinsiz kahve ile de sağlanabilir. Ne yazık ki, kahvenin karaciğer kanserini önlemeye yardımcı olan bileşeni tam olarak bilinmiyor, ancak etkinliği ortada. Etkileyici bir şekilde, benzer koşullar altında kahve tüketen bir hastanın hastalığa yakalanma riski 50%'den daha fazla azalmaktadır.
-
Peki ya yiyeceklerin karaciğer üzerindeki etkisi?
Karaciğer kanserinin önlenmesi söz konusu olduğunda, tüketilmesi önerilen besin Akdeniz'dir. Buna kırmızı et tüketimi yerine balık, beyaz et, zeytinyağı, zeytin, bol sebze tüketimi dahildir. Kuruyemişler vücuda, özellikle de karaciğere iyi gelir ve kilo kontrolü de önemli bir rol oynar. Aşırı kilo ve obezite karaciğer kanseri riskini artıran ko-faktörlerdir.
-
Bir kişi obezite ve steatoz ile mücadele ediyorsa, atması gereken temel adımlar nelerdir?
Vücut ağırlığını 7 ila 10% arasında azaltmak gerekir, bu da durumunu önemli ölçüde iyileştirebilir.
-
Detoksifikasyon ve takviye alma konusunda ne düşünüyorsunuz?
Eğer konu alkollü içecek alımını durdurmaksa, o zaman evet, kesinlikle detoksifikasyona inanıyorum. Aksi takdirde, karaciğer hastalığı için çeşitli tedaviler mevcuttur, ancak sahip olduğum tüm bilgilere göre, hiçbiri bilimsel olarak kanıtlanmamıştır ve bu nedenle faydalarını doğrulayamam.
Diyet takviyelerinin olumsuz bir etkisi olmayacaktır. Araştırılmış ve bilimsel olarak onaylanmış diyet takviyelerinden biri de silimarindir (deve dikeni, b. r.). Bu eşsiz bileşen uzun yıllar süren bilimsel araştırmalara konu olmuş ve olumlu etkileri kanıtlanmıştır. Bununla birlikte, tıp hala vücut tarafından maksimum emilimi sağlamak için en uygun formül üzerinde çalışmaktadır. Kişisel olarak bir ilaç olarak reçete etmemiş olsam da, özellikle hasta sigorta kapsamında olmayan daha etkili ilaçlara erişimi zorlaştıran mali zorluklar yaşıyorsa, bunu tavsiye etmek için bir engel görmüyorum.
-
Bulgaristan'da yapılan bir araştırmaya göre, her üç kişiden biri gibi önemli sayıda insan, kötü beslenme alışkanlıkları ve alkol tüketimi nedeniyle "karaciğer yağlanması" sorunu yaşıyor. Hastalarınıza ne gibi önlemler önerirsiniz?
Karaciğer yağlanması genellikle metabolik sendromun bir sonucudur. Benim tavsiyelerim kardiyologlarınkilerle örtüşüyor - 7-10% ile kilo verme. Sadece diyetin değil, yaşam tarzının da değiştirilmesi önemlidir. Daha fazla fiziksel aktivite ve sporu teşvik ediyorum. Daha iyi sonuçlar için bir eğitmen eşliğinde ve bir uzman gözetiminde spor yapmak faydalı olacaktır. Mesele sadece egzersiz yapmak değil, fiziksel aktiviteyi yaşam tarzının ayrılmaz bir parçası olarak günlük rejime entegre etmektir, tıpkı diş hijyenine dikkat etmek gibi. Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi de önemlidir. Örneğin alkolsüz gazlı içecekler ciddi bir sorundur ve bunlardan kaçınılmalıdır.
-
Gazlı içeceklerin zararını alkolünkiyle nasıl karşılaştırırsınız?
Gazlı içecekler ve alkol eşit derecede zararlıdır. Dört büyük bira ve dört büyük kola içmek aynıdır, çünkü alkolsüz içecekler genellikle önemli miktarda şeker içerir ve bu da ciddi bir risk oluşturur. Buna ek olarak, özellikle gençler tarafından yüksek şeker içeriği ve kimyasal katkı maddeleri içeren enerji içeceklerinin kullanımı son derece zararlı olabilir. İnsanları tükettikleri her şeyin zararları konusunda eğitmek önemlidir.
-
Meyve suyu ve smoothie tüketimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yüksek fruktoz içerikleri nedeniyle de zararlıdırlar. Evrimsel açıdan bakıldığında, vücudumuz gıda eksikliği dönemleri için enerji depolamaya adapte olmuştur. Meyve suyu ve smoothie içtiğimizde, fruktoz karaciğerde yedek enerji olarak depolanır. Sorun büyük miktarlarda tükettiğimizde ortaya çıkar. Smoothie'leri ölçülü tükettiğinizde bir sorun yoktur. Ancak büyük miktarlarda tüketildiğinde istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.