-
Cerrahi tedavi neyi başarmayı amaçlıyor?
Kemik kırıklarının tedavisinde öncelik, kemik yapısını eski haline getirmek ve mümkün olduğunca az yük bindiren yöntemler uygulamaktır. 1958 yılında İsviçre'de kurulan AO Vakfı, kırıkların sınıflandırmasını yapmakta ve tedavileri için çeşitli fikirler ve yaklaşımlar sunmaktadır. Ben de uzun yıllar boyunca bu vakfın Davos'taki merkezinde uluslararası eğitmen olarak görev yaptım.
-
En sık hangi tür kemik kırıkları cerrahi müdahale gerektirir?
Eklem bölgesindeki tüm kırıklar için cerrahi müdahale gereklidir. Hastada kemik çıkığı gibi başka kırıklar olduğunda yine ameliyat yapılmalıdır.
-
Kemik kırıklarının tedavisinde en sık kullanılan yöntemler nelerdir?
Muayenehanemde çeşitli teknikler uyguluyorum. Genellikle k-telleri, plaklar, vidalar ve çiviler kullanıyorum. Çalışmalarımızdaki ana hedef, tedaviye en az invaziv yaklaşımı benimsemektir. Bu şekilde, cerrahi yaralar açılmadan sadece kesiler yoluyla kırıkları bulabiliyoruz. Kemik içindeki kırıkların varlığında, artroskopik yöntemlerin uygulanması daha iyi tedavi sonuçlarına katkıda bulunabilir.
-
Farklı kırıkların doğasına bağlı olarak doğru cerrahi stratejiler nelerdir?
Daha hafif nitelikteki kırıklarda, genellikle minimal doku bozulmasına yol açan yaklaşımlar kullanılır. Çok sayıda parçalanmış kemik unsurunun bulunduğu karmaşık kırıklarda, bazen ciltte ve dokularda açık kesilerin yapıldığı geleneksel cerrahi yöntemlere başvurmak gerekir. Femur veya tibia gibi uzun kemiklerin çatlaklı kırıklarında bile kapalı kesilerle tıbbi müdahale ve çivi kullanımı seçilebilir. Prensip, plakların 2 ila 4 erişim deliğinden minimal invaziv bir şekilde yerleştirildiği humerus kırıkları için de benzerdir.
-
Kemik kırıklarının cerrahi tedavisinden sonra oluşabilecek olası komplikasyonlar nelerdir?
Sık görülen komplikasyonlar arasında sinir hasarı, enfeksiyonlar ve trombüs oluşumu yer almaktadır. Bunları önlemek için tedavi sırasında tek bir antibiyotik kürü uyguluyoruz. Uygulamamızda kullandığımız minimal invaziv yöntemlerle, bir hastanın enfeksiyon geliştirme olasılığını tüm vakalar için 0,3%'den daha aza indirdik. Alt ekstremite veya omurga cerrahisi geçiren hastalara, normal hareketliliklerinin yaklaşık 80%'sine ulaşana kadar, çoğunlukla Enoxaparin olmak üzere bir antikoagülan uyguluyoruz. Bu, trombozların oluşmasını önlemek için yapılır. Sinir hasarını önlemek için cerrahın operasyonu gerçekleştirecek deneyim ve beceriye sahip olması önemlidir. Benim pratiğimde bu tür vakalar son derece nadirdir. 20.000'den fazla ameliyat gerçekleştirdikten sonra, özellikle karmaşık kırıklarda bazen hala ortaya çıkabilirler ve çoğu durumda geçicidirler.
-
Ameliyat sonrası iyileşme süreci nasıldır?
Çoğu durumda hastalar tedaviden sonraki gün taburcu edilir. Bununla birlikte, kolaylık ve hızlı rehabilitasyon sağlamak için hasta daha uzun bir süre kalabilir. Hastalarımızı, ameliyattan kısa bir süre sonra ağırlık taşımaya başlamalarını veya ameliyat edilen vücut parçasını kullanmalarını sağlayan çeşitli yöntemlerin kullanımı konusunda teşvik ediyoruz. Bazı durumlarda, bir hastanın iç kırıkları olduğunda, yaklaşık 6 haftalık bir süre boyunca hareketlerini ve aşırı ağırlık taşımalarını sınırlamaları gerekir.
-
Ameliyattan sonra hastaların rehabilitasyonu için yardım mevcut mu?
Rehabilitasyonun ilk aşamalarında, örneğin ilk 6-8 hafta boyunca, hastalarımıza her zaman ayrıntılı rehberlik sağlanmaktadır. Kendini işine adamış bir fizyoterapistin yardımıyla bu yönergeler genellikle mükemmel sonuçlar verir.